Tularemi hastalığı nedir?


Tularemi

Önemli bir zoonoz etkenidir. Etken mikroorganizma Francisella tularensis (  Pasteurella tularensis ) ’dir. Kemirgenlerde (tavşan, fare, sincap vb.) öldürücü nitelikte olan bu hastalığın etkeni Francisella tularensis’tir. Tavşan Ateşi veya avcı hastalığı olarak da bilinir.
Hastalık hayvanlardan doğrudan temasla geçe­bildiği gibi sinek ve kenelerle de taşınabilir. Kuluçka devresi, üç gündür. Hasta hayvanlara temas etmekle ve onların kirlettiği suyu tüketmekle bulaşan, ateş, halsizlik, karın ağrısı, boyunda şişlik belirtileri görülebilen Tularemi hastalığı ile ilgili bilgiler şöyledir:

 

Hatalığın Belirtileri : Belirtileri aniden süratle yükselen ateş, şid­detli baş ağrısı, kırıklık, bulantı, kusma ve ishaldir.

Hastalık Süreci : Hastalık yeri tesbit edilemeyen genel mikroplanmalara sebep olabileceği gibi, deride, gözde, akciğerler­de, ve sindirim yolunda da yerleşebilir. Dış tularemide bulaş­manın başladığı yerler eller, gözler ve ağızdır. Buralarda önce küçük bir kabarcık oluşur, sonra ur şeklinde büyüyerek par­çalanır. Bulaşma yeri nedeniyle bu bölgelerdeki lenf bezleri şişer ve ağrır. İç tularemi ise, akciğer tüberkülozu ya da bağır­sak nezlesine benzeyen bir seyir izler. Böylece, vücuttaki tüm lenf bezleri şişip ağrıyabilir. Ateş durumu çok değişkendir. Ço­ğu kez kızamığa benzer deri döküntüleri ateşi izler. Tedavi edil­meyen hastalık 2-4 hafta sürer. En sık görülen yan etkisi lenf bezlerinin iltihaplanmasıdır.
Tarihçe: Tularemi ilk defa 1911 yılında McCoy tarafından Kaliforniya’nın Tulare bölgesinde, sincaplarda görülen veba benzeri bir salgın hastalık olarak tanımlanmıştır. İnsanlarda hastalığı ilk tanımlayan ise Edward Francis’dir. Bu hastalıkla ilgili çalışmaları nedeniyle E. Francis’e 1959′da Nobel ödülü verilmiştir. Tularemi, her mevsim görülebilmekle birlikte, insanların kullandığı sulara, yağışlar nedeniyle dışarıdan su sızıntılarını yoğun olabileceği kış ve bahar aylarında daha çok görülebilmektedir

 

Tularemi Nasıl Bulaşır?

  • Hasta hayvanların kontamine ettiği (kirlettiği) suların içilmesi, kullanılması veya bu sularla temas edilmesi,
  • Hasta hayvanların kirlettiği meyve ve sebzelerin bol su ile iyice yıkanmadan yenmesi,
  • Hasta veya ölen hayvanlara temas edilmesi,
  • Av hayvanlarının eldivensiz yüzülmesi ve parçalanması,
  • Av hayvanlarına ait etlerin iyice pişirilmeden tüketilmesi,
  • Enfekte kene veya sokucu sineklerin ısırması,
  • Hastalık etkeni ile kontamine olmuş tozların solunması ile bulaşır.
  • Hastalık, insandan insana bulaşmaz.

Epidemiyoloji:

Bakteri; tavşan, sincap, sıçan, geyik, kunduz gibi hayvanlardan, kene, sinek, sivrisinek gibi kan emici artropodlar tarafından alınarak insanlara bulaştırılır. Bazı alt türler suda ve çamurda haftalarca canlılığını ve bulaştırıcılığını devam ettirebilir. Evcil hayvanlar da infekte olabilir. İnfekte hayvanın idrar, feçes, kan ve organlarının; deri, mukoza veya konjonktivaya direkt teması veya bu hayvanlar tarafından ısırılma yoluyla da bakteri bulaşabilir. Bir diğer bulaş şekli, kontamine aerosollerin hava yolu ile alınması ve infekte hayvanların iyi pişmemiş etlerinin yenmesidir.

 

İnsandan insana bulaşma gösterilmemiştir. Bulaş yolları nedeniyle; avcılar, tarımla uğraşanlar, ormanda çalışanlar, doğa tutkunları, veteriner hekimler ve laboratuvar çalışanları tularemi yönünden risk grubudur. Tularemi dünyanın değişik bölgelerinde; “geyik sineği ateşi”, “tavşan ateşi”, “kene ateşi”, “avcı hastalığı” gibi isimlerle tanımlanmaktadır. Hastalık genellikle yaz ve kış aylarında iki pik yapmaktadır. Hastalık her yaştan insanı etkilemekle birlikte olguların çoğunluğu 30 yaş üzeri erkeklerdir. Son derece bulaştırıcı olması nedeniyle aynı zamanda biyolojik silah olarak da kullanılabilme potansiyeli taşımaktadır.

Klinik Bulgular:

Tularemi, belirtisiz veya subklinik bir seyir gösterebileceği gibi hızla ilerleyen ve ölümle seyreden dramatik bir tablo da gösterebilir. İnkübasyon süresi ortalama 3-5 gündür. Çoğunlukla ateş, üşüme-titreme, halsizlik, baş ağrısı, iştahsızlık gibi semptomlarla akut olarak başlar. Eşlik eden boğaz ağrısı, kuru öksürük ve retrosternal ağrı grip benzeri bir tabloyu andırır. Bölgesel lenf bezlerinde hızla büyümeye neden olur. Kanla yayılım sonucu; sepsis, pnömoni ve menenjit gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Tedavi: Antibiyotiklerledir.

Tulareminin Belirtileri Nelerdir?

Hastalık belirtileri, bakterinin alınmasından 1-14 gün (ortalama 3-5 gün) sonra ortaya çıkabilmektedir. Hastalık, alınan bakterinin sayısı ve giriş yeri ile vücudun savunma sisteminin (Bağışıklık sistemi) gücüne göre değişik klinik şekillerde olmaktadır.

  • Tularemi, çoğunlukla ani ateş, üşüme, titreme, başağrısı ve iştahsızlık gibi belirtilerle başlar.
  • Buna, boğaz ağrısı ve kuru öksürük eşlik eder.
  • Ayrıca, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve kas ağrıları da olabilmektedir.
  • Bakterinin vücuda girdiği bölgelerde ise lenf bezlerinde şişmeler görülmektedir.
  • Ülkemizde tulareminin kliniği genel olarak boğaz ağrısı ve boyunda şişlikler ya da göz kesesi iltihabı ile birlikte yine boyunda şişlikler şeklindedir.

Tedavi – Korunma – Kontrol :

Tularemi Hastalığı Tedavi : Ölüm oranı ilaç tedavisi sebebiyle oldukça düşük­tür. Nekahet kimi zaman aylar sürer. Antibiyotikler aracı­lığıyla hastalığın tedavisinde büyük aşamalar sağlandı. Lenf bezleri iltihaplanmışsa cerrahi tedavi dahi gereke­bilir.

Hastalığın bulaşma yollarına ait bir hususun varlığı ile yukarıdaki belirtilerin görülmesi halinde en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edilirse, hastalık antibiyotiklerle tedavi edilebilmektedir. Geç kalınması durumunda antibiyotiklerin etkisi sınırlı olup, cerrahi girişim gerekebilmektedir.

Hastalığı geçirenlerde bağışıklık oluşmaktadır.

Ancak, hastalığın bazı klinik şekillerinde ölümlerin de görülebileceği unutulmamalıdır.

Tularemi Korunma Yolları:

Hastalık ve ölüm halinde sağlık kuruluşlarına bilgi verilmesi gereklidir. Salgın durumlarında hastalık yapan hayvanların yok edilmeleri zorunludur.

Tularemiden Korunmak İçin Neler Yapılmalıdır?

  • İçme ve kullanma suyu kanalları ile depolarının, dışarıdan herhangi bir kirlenmeyi engelleyecek şekilde yapılması ve mevcutların ıslah edilmesi,
  • Suların klorlandıktan veya kaynatıldıktan sonra içilmesi ve kullanılması,
  • Doğada kaynağı belli olmayan ve kirlenmeye müsait yerlerdeki suların kesinlikle içilmemesi ve kullanılmaması,
  • Av hayvanlarını yüzerken ve etlerini parçalarken eldiven kullanılması,
  • Özellikle av hayvanlarına ait etler başta olmak üzere, etlerin iyice pişirildikten sonra tüketilmesi,
  • Meyve ve sebzelerin bol su ile iyice yıkandıktan sonra yenmesi,
  • Kan emici sineklerin ve kenelerin ısırmasını engelleyici (örneğin, kenelerin vücuda yapışmaması için pantolon parçalarının çorap içine konulması ve böcek kaçırıcı ilaçların kullanılması gibi) önlemlerin alınması,
  • Vücuda yapışan kene varsa, bunların kesinlikle patlatılmadan bir cımbızla baş kısmından tutulup sağa sola oynatarak çıkartılması,
  • Gıda maddelerinin, fare ve sıçan gibi kemirici hayvanların ulaşamayacağı şekilde muhafaza edilmesi,
  • Hayvan leşlerinin çevreyi kontamine etmeyecek şekilde gömülmesi veya yakılması gerekmektedir.

Doğada aktivitelerde bulunurken artropod ısırmasından korunmak için kapalı giyisiler giyilmelidir. Tulareminin endemik olduğu bölgelerde doğadan meyve, sebze, yemiş tüketirken bunların kontamine olabileceğini gözardı etmemek ve temiz suyla yıkamadan yememek gerekir. Aynı risk pınar, dere gibi açıktan akan su kaynakları için de geçerlidir. Tulareminin endemik olduğu bölgelerde avcıların, hayvanlara temas ederken eldiven kullanmaları gereklidir.

KAYNAK : http://blog.veterinerhekimiz.com/guncel-olaylar/tularemi-hastaligi-korunma-teshist-tedavi-kontrol

ESENİŞ LİSESİ MUHTELİF FOTOLAR

Eseniş havasını hala içlerinde hissedenler.

Posted by Ayhan Gençer on 4 Temmuz 2009 Cumartesi